22.09.2022 - 08.10.2022
Basın bülteni için tıklayınız.
Labirent Sanat 22 Eylül – 8 Ekim 2022 tarihleri arasında, küratörlüğünü İsmet Doğan’ın yaptığı Damla Menteş, Hıdır Eligüzel, Jeff Oslo, Karbon, Kübra Ayyıldız.KA, Met-İs, Nesrin İçen, Okyanus Çağrı Çamcı, Öner Başkan, Selman Akıl ve Serhat Akavcı’nın “temellük” kavramı üzerine ürettikleri işlerinin yer aldığı “Kendileme” sergisini sunar.
"Tüm canlı varlıklar açıktadır, kendilerini açığa vurur ve görünüşlerinde ışıldarlar. Ama sadece insan bu açıklığı kendine mal etmek [temellük etmek], kendi görünüşünü, kendi aşikar varlığını ele geçirmek ister. Dil, doğayı yüze dönüştüren bu mal ediştir [temellüktür]. Böylece görünüş insan için bir problem, hakikat için bir mücadele yeri haline gelir." (G. Agamben)
Son birkaç yılda, Kendileme kavramı, kültürel etkileri nedeniyle “özellikle anladığınızı veya saygı duyduğunuzu göstermeden, size ait olmayan bir kültürden bir şeyler alma veya kullanma eylemi” olarak daha geniş çapta anlaşılır hale geldi. Belki de daha az bilinen şey, sanatta teorik bir terim ve uygulama olarak Kendilemenin-Temellük etmenin tarihsel bağlamıdır. Kendilemenin tanımında küçük farklılıklar olsa da özünde sanatta Kendileme, diğer sanat eserlerini veya sanatçıların görsel malzemelerini yeniden kullanan, bunlara atıfta bulunan, kopyalayan veya sahiplenen amaçlı ve yaratıcı bir uygulamadır. Sanat tarihinde, kendileme eyleminin derin teorik ve kavramsal kökleri vardır; yüzyıllarca süren sanat yapımı ve dağıtımı yoluyla filizlenen ve sayısız şekilde tezahür eden bir uygulama olarak günümüze kadar gelmiştir.
“Kendileme” kendisi üzerine düşünmedir, ne yaptığımız üzerine. Aynı zamanda kendisine karşı(t) düşünmedir. Ve düşünceyi homojenleşmekten kurtarır. “Kendileme” sanatı ya da kendine mal etme eylemi temel olarak modernite eleştirisi yapar. Eleştireldir. Kendileme eylemi yerinden eder, köksüzleştirir, piç kılar, piçleştirir. Temellükün de bir pasif alımlamadan ziyade bir aktif faaliyet olduğunun altını çizer.
“Temellük” yaklaştırır, eşitler, kültürel açıdan uzak olanı “çağdaş ve benzer” kılar. Fakat burada kapatılan mesafe sadece kültürel ve zamansal değildir, aynı zamanda hermeneutiktir. Temellük, anlamın kendisinden, yani metnin dayandığı değer sisteminden uzaklaşmaya karşı bir mücadeledir. Yazıyla askıya alınan canlı dünyaya ve öznelere gönderim, temellük sayesinde okurların dünyasında yeniden canlanır. Böylece söylemin üretim anındaki canlılığı yeniden kazanılır ve metnin cümleleri burada ve şimdi anlamlı olur. Bir metni temellük etme ile yorumlama arasında önemli bir fark vardır. Yorumlama nesnel olma gayreti gösterirken, temellük daima okuyucunun dünyasına, tarihselliğine yer vermek durumundadır.” (S. Varlık)
“Bağlam her şeydir.” Mesele şu; Batı’nın dayattığı bağlamı yerinden etme meselesi var. Çağdaş sanat ve onun tarih yazımının Avrupa merkezli olduğu çok açık. Monster yaratmış batı uygarlığını kutsayan ve bunu refere eden (kolonyalist) bir durum söz konusu. Modern–dışı toplumlarda, burası gibi, kavramın sınırları üzerine düşünmek, farklı dolambaçlı, tehlikeli yollarda gezinmeye iter. Modern-dışı düşünce gerek modern yenilik hayranlığına gerekse de en az bunun kadar modern olan geleneğin yeniden canlandırılmasına dair bir eleştiri sunar. Eleştirel düşünce, kısaca eleştirmek bu serginin işi ve meselesi oldu. Akılmerkezci batının, logosun, babanın iktidarı ne kadar devam edebilirdi!
“Kendileme” sergisinin amacı sanat geleneğinin yeniden okunmasıdır. Bu sergide neyi nasıl temellük ettiğimizi de görürüz. “Akıl, akıl yürütür, düşünmez.” “Aklın iktidarı kanlı bir iktidardır.” Düşünmek ise aklın kendiliğinden yaptığı otomatik bir edim değil, seçilen ve üzerinde uğraşılan bir şeydir.
Damla Menteş, Hıdır Eligüzel, Jeff Oslo, Karbon, Kübra Ayyıldız.KA, Met-İs, Nesrin İçen, Okyanus Çağrı Çamcı, Öner Başkan, Selman Akıl ve Serhat Akavcı’nın İsmet Doğan’ın küratörlüğünde “Kendileme” sergisi için ürettikleri işlerini 8 Ekim 2022 tarihine kadar Labirent Sanat’ta ziyaret edebilirsiniz.